Gap Turu 3

KAHVESİ, BAKIRCILAR ÇARŞISI

Sabah saat 03.00’da Didim’den ayrıldıktan sonra İzmir Adnan Menderes havaalanı iç hatlar terminalinde uçuş işlemlerimizi gerçekleştirmek için sunexpress hava yolları check in kontuarına gidiyoruz.  TC kimliklerimiz ile birlikte check-in bagaj işlemlerini tamamlayarak İzmir’den Gaziantep’e 07.20 uçuş ile yolculuğumuz başlıyoruz. Yaklaşık 2 saat sürecek yolculuk sonrasında  Gaziantep’e varıyoruz. Kahvaltımızı aldıktan sonra   Helenistik dönemde “Toroslardaki Antakya” anlamına gelen ‘Antiochia Ad Taurum’ adı verilen, Arap kaynaklarda Ayıntap olarak geçen, güneydoğu anadolu bölgesinin sosyo-ekonomik açıdan en gelişmiş ili Gaziantep’e doğru yola çıkıyoruz. Gaziantep’e vardıktan sonra şehirdeki ilk durağımız Büyük İskender tarafından geçit yeri anlamında isimlendirilen ZEUGMA’dan çıkartılan mozaiklerin sergilendiği Zeugma Mozaik müzesi oluyor.

Dünyaca ünlü ‘Çingene Kızı’ mozaiğinin yanı sıra konusunu Yunan mitolojisinden alan mozaikleri rehberimizin anlatımları eşliğinde gördükten sonra şehir merkezine gidiyoruz. Şehir merkezinde yürüyerek yapacağımız gezimizde kültür yolu olarak düzenlenen rotada yapacağımız yürüyüşümüzde yapılış tarihi tam olarak bilinmeyen Gaziantep Kalesi , Osmanlı İmparatorluğu döneminden günümüze ulaşan Hanları gördükten sonra Tahmis kahvesine ulaşıyoruz. İlk kez 1638 yılında yapılan, 1901 yılındaki yangından sonra yenilenerek günümüze gelen Tahmis Kahvesi’nde vereceğim mola ardından artık çarşılarda satılan birbirinden güzel Yemeniler, meşhur Elmacı pazarından yöreye özgü baharatlardan ve yörede Bandırma olarak bilinen cevizli sucuklardan, Bakırcılar çarşısında satılan birbirinden güzel bakır eserlerden almak için vereceğimiz serbest zaman ardından Gaziantep Dedeman konaklama ve akşam yemeği

Otelde alacağımız kahvaltıdan sonra ilk durağımız karagüllerin diyarı halfetiye varıyoruz. Fırat nehrinin suları altında kalmış taş mimarisi ile kayıp şehir, saklı kent olarak bilinen halfetiyi ziyaret ediyoruz ardından teknemize binerek baraj gölü üzerinde yapacağımız gezi sırasında rum kale ve sular altında kalan köyleri görüyoruz. Bu gezimizin ardından son yılların en önemli arkeolojik keşiflerinden biri kabul edilen ve halen kazıların sürmekte olduğu Göbeklitepe gidiyoruz. Göbeklitepe kazı alanının çevresine yapılan seyir terasında tam tur yürürken, neolitik çağ’ın ilk örneği sayılan açık hava tapınağı hakkında rehberimiz anlatımları ile gezimize ayrı bir tad katacak daha sonra peygamberler şehri Urfa merkeze gitmek için yola çıkıyoruz. Turumuz Balıklı göl, ibrahim peygamberin doğduğu mağara, Şanlı Urfa müzesinde devam ediyor sonrasında AZD otelinde konaklama

TARİHİ SOKAK VE ÇARŞILAR, ULU CAMI, PTT BİNASI

Otelde alacağımız kahvaltıdan sonra ilk durağımız bütün dünyadaki Süryani Halkının merkezi konumunda bulunan Deyrul Zafaran Manastırı olacak. Şemsiler zamanında güneş tapınağı olarak inşa edilen daha sonra yüzlerce yıl Süryanilerin Patriklik merkezi görevini üstlenen Manastır hakkında edineceğimiz bilgiler bizi buraya hayran bırakacaktır. Alacağımız önemli tarihi bilgilerden sonra tarihi Mardin sokaklarından yaya olarak yolumuza devam edip Mardin Müzesini ziyaret ediyoruz. Mardin çarşılarından yolumuza devam edip Mardin’in en önemli tarihi yapılarından içerisinde Hz. Muhammed’in sakalı şerifinin bulunduğu Ulu Camiyi geziyoruz. Sonrasında öğlen yemeğimizi alıyoruz. Yemek sonrasında Birçok dizi ve filme ev sahipliği yapmış olan PTT binasını geziyoruz. Hemen karşımızda bulunan Şehidiye Cami’ni de ziyaret ettikten sonra üçyol mevkisinden kendimizi aşağı bırakıp Mardin’in sembollerinden olan Abbaralardan geçerek bizi bekleyen aracımızla buluşup, ilginç mimari yapısıyla öne çıkan Dara Antik Kentine yöneliyoruz. Mağara evleri, mezarları, kiliseleri ile sur sarnıçları ve yerin altında bulunan halk arasında zindan olarak tabir edilen tekno kentle büyüleneceğimiz yer bize Selçuk’taki Efes Antik Kentini anımsatacaktır. Burada vereceğimiz mola esnasında içeceğiniz naneli ayranla köy halkı ve çocukları ile kuracağımız güzel iletişimden sonra içimiz burukta olsa buradan ayrılıp, akşamı en iyi şekilde karşılayacağımız Kasimiye Medresesine gidiyoruz. Kasımiye Medresesi, birinci günümüzün son gezi durağı olacak. Tüm gezilerimizin ardından AZD Otelde konaklama

Sabah otelde kahvaltımızı aldıktan sonra rotamızı Mardin şehrinin diğer tarafına doğru çeviriyoruz. Dün Mezopotamya Ovası’na dümdüz araziye bırakmıştık kendimizi, bugün ise tersi yöne Mardin’in dağlık ve yeşillik olan tarafına çeviriyoruz. İlk durağımız Mardin’e benzerliğiyle ünlü olan Savur ilçesi olacak. Vereceğimiz kısa bir molanın ardından tekrar yola koyuluyoruz. Yolumuz üstünde Hristiyanlığın ilk yerleşim köylerinden olan Kıllıt Köyü’ne varıyoruz. Köyün terkedilmiş görüntüsü bize hüzün verecektir. Köyün Muhtarından Kıllıt Köyünün hikâyesini büyük bir merakla dinleyip köyde bulunan Ortodoks, Katolik (Harabe) ve Protestan (Harabe) kiliselerini ziyaret ediyoruz. Kıllıt Köyü’nde yüreğimizi bıraktıktan sonra buradan ayrılıp, “Dak (ben) ve döğmelerde tarihin işlendiği mekân” Midyat’a doğru yöneliyoruz. Olan ve hala Süryanilerin metropolitlik görevini sürdüren Mor Behnam Kilisesi’ni (Kırklar Kilisesi) ziyaret edeceğiz. Alacağımız önemli tarihi bilgilerden öğlen yemeğimizi alıp aracımızla Hasankeyf’e ulaşıyoruz. ılısu barajı’nın yapımıyla sular altında kalacak olan Hasankeyf 5 bin yıl öncesinden günümüze kadar önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Artuklular zamanında en görkemli günlerini yaşayan bu kadim kentteki gezimizde Dicle Nehri’nin kıyısındaki tarihi kalıntıların görüntüsü sizleri çok etkileyecektir. Ortaçağın en büyük köprüsü, EL-Rızk Camii, Ulu Camii ve diğer kalıntıları görüp Dicle’nin kıyısında çaylarımızı yudumladıktan sonra Diyarbakır’a hareket ediyoruz. Diyarbakır’da ilk olarak Dicle üzerine kurulmuş ve bin yıldır sapasağlam ayakta duran On Gözlü Köprü ile gezimize başlıyoruz. Bu güzel turumuzun ardından  konaklama için  New Garden otelimize geçiyoruz.

Otelimizde alınan kahvaltı sonrasında ilk durağımız olan 19. yüzyılın ilk yarısında Diyarbakır’ın en önemli hanlarından birisi olarak tarihi Hasanpaşa Hanı’na varıyoruz. Hasan paşa hanından çıktıktan sonra hemen karşımızda bulunan ve İslam âleminde 5. Büyük haremi şerif olarak ün kazananan anadolu’nun en eski camilerinden biri olan Diyarbakır Ulu camisini geziyoruz. Bu cami 639 yılında kiliseden camiye dönen Ulu Cami Türkiye’nin en eski ibadethanelerinden birisi fotojenik ve bir o kadar da farklı duygular hissettiren ulu camideki güzel turumuzun ardından bir sonraki durağımız sülüklü han  zamanında hekimler tarafından şifalı olduğu ön görülmüş ve buradan çıkarılan sülüklerle hastalar şifa bulmuş. Adı da buradan geliyor zaten. 1683 yılında yaptırılan Sülüklü Han günümüzde bir kafe. Süryani şarabı ve kahve içebileceğiniz sohbet edebileceğiniz bir mekân bu handaki kısa molamızın ardından rotamızı Çin seddinden sonra dünyanın en uzun surları olan  Diyarbakır Surları, tarihe tanıklık eden yönü ve turizme sunduğu değeri ile görülmeye değer en nadide yerler arasındadır. Dünyanın en eski uygarlıklarına tanıklık eden surlar, eski olmasının yanında dünyanın en dayanıklı surları arasında da yer almaktadır , aynı zamanda surların çevrelediği  Diyarbakır kalesi 5,700 metre uzunluğunda, yer yer 10-12 metre yüksekliğindedir. 3- 5 metre,82 adet burcu,4 yöne açılan ana kapıları bulunan kale içerisinde yer alan burçları ile dikkat çekicidir. Gezimizin en son gününü Diyarbakır’daki büyüleyici surları keşfederek  , Zercevan kalesinin  zamana karşı halen ayakta duran güzelliğini de görerek dönüş için yola çıkıyoruz  . Lüks araçımızla havaalanına hareket ediyoruz. Havaalanına varıp check-in işlemini gerçekleştirdikten sonra 2 saat lik siren eve dönüş yolculuğumuza başlayıp bu güzel gezimizi Didim’de noktalıyoruz. Bir dahaki Raffinesse Travel turunda görüşmek üzere.